GAZOZ KAPAKLARI VE BİLGİSAYAR TUŞLARI



GAZOZ KAPAKLARI VE BİLGİSAYAR TUŞLARI

Sıkışıp kaldık bu üst üste dünyaya her geçen gün daha da çok sıkıştırıyorlar,
bizi bu sırça köşklere ve sanki bir tatlı huzurmuş gibi şişme yalandan dünyalara inandırıyorlar. 
Bir yazı okuyorum sosyal alemde bilmem kaç kişi onun doğum gününü kutlamış, bilmem kaç kişide mesaj atmış maddi çıkarları olmasa senden gelir miydi o mesajlar merak ediyorum. 
Kimseyi de bundan mutlu olduğu için kınamıyorum. 

Özlüyorum bizim çocukluğumuzu, mesela böyle 80'de çocuk olmak diye bir küçük video hazırlıyorlar ya eğlenmek amaçlı ben hüzünleniyorum gurur duyuyorum bide özlüyorum. 
Benim çocuğumunda bunca özleyecek şeyi olur mu? Bundan 35 yıl sonrasını sadece umut ediyorum. Ben neler özlüyorum ne bileyim bunca bina olmasa, doğup büyüdüğüm mahalle de yine boş arasalar da koştursa çocuklar ve bunca araba olmasa da korkmasa anneler çocuklar sokağa çıkınca... 

Toprak bir yerler olsa zoraki parkların dışında ve gerçekten çamurlara bürünmüş gelse eve çocuklar ve bu nedenle azarlansa, hatta ardından birde terlik fırlatılsa ama o terlik hep odanın kapısına isabet etse... 
Sadece deterjan reklamların da seyretmesek her yanı çamur olmuş çocukları mesela... 
Kızlı erkekli lunaparka gidilse yada en yakın arkadaşının doğum günü partisine (annesinin eşliğinde :) dans etmeye çekinse birbirinden hoşlananlar çocuklar...

Ahhhhh çocuklar misket oynasa ve saç başa kavga etse kızlar arka sokakta, birinin tokası kırılsa diğerinin broşu kopsa ama bir saat sonra yeniden barışsalar ip atlarken... Gazoz kapakları tren gibi sıralansa toprak yola.. Bir diğeri en güzel topunu kapıp gelse erkekler kızlara karşı yakan top oynasak...

Oturduğumuz evin yakınlarında askeri alanı geri çekince büyük bir arazi düştü millete çayır çimen, oralara kaçsa sıkılınca anneler öğle sıcağında yanlarında termosta çay, dantel örgüler ve bir dolu dedikodu. 
Biz ilkokulumuzun pikniğini yapsak şimdilerde yerine kocaman bir park kurulu olup da gitmediğimiz, ama çer çöp dolu iken bize cennet gelen o çam ağaçlarının altına.

Çocuklar ahhh çocuklar şimdilerde bilmezler, bilemezler muhallebici, pamuk şekerci ve ve en çokta leblebi tozunu nasılda yediğimizi aksıra tıksıra...


1 yorum:

  1. ne güzel anlatmışsın
    ahh o boş arsalar çocukluğumuz oralarda geçti bizim:(
    bizim çocuklarımız evlerde,bilgisayarlarda sıkışıp kaldılar çok acı

    YanıtlaSil

Bu blogtaki yazılar, izinsiz kullanılamaz... Blogger tarafından desteklenmektedir.