mutlu çocuklardık biz...

Sene 1988 civarı sanırım emin değilim ama yaşım ile paralel tutunca o yıla tekabül ediyor. Kocaman bir ateş yaktılar oturduğumuz sokağın tam ortasında... Öyle anladığımızdan değil ya çocukluk işte biz işin eğlencesin de o zaman bizim için her şey mutluluk sebebiydi. Fırından sıcak ekmek alıp eve gelene kadar yarısını tırtıklamak, derslerin çabuk bitirilip oyun oynamak için kapının önünde nöbet tutan arkadaşların yanına soluksuz koşmak, bütün mahalle birlikte düğünlere, luna parklara, konserlere gitmek, karanlık çökünce büyüklerin anlattığı esrarengiz hikayeleri dinlemek ne büyük mutluluklardı. Bir de Elektrik kesintileri vardı fiks hiç değişmeyen her akşam neredeyse aynı saatte tüm şehir karanlığa gömüldüğümüz. Ailesinin durumu olanlarda lüküs olmayanlarda ise beyaz uzun mumlar olurdu. Bizim en büyük derdimiz ise ya birbirimizi korkutmak yada gölge oyunları yapmaktı. Ne güzel anılar biriktirmişiz şimdi bir kere daha şükrediyorum. İyi ki babamın kızıyım iyi ki bu aileye doğmuşum iyi ki babam bizlere şimdilerde oturacağımız saray gibi hayatlar bırakmamış... Müteşekkirim ceplerimin, gönlümün, gözümün, tüm benliğimin dolup taştığı mutlu bir çocukluk ve gençliğin en güzel anıları var. Her gün üzerine koymuşum. Şimdilerde en zorumda dahi bu şehrin neresine bir adım atsam bir şeyler anlatırım yanımdakine tıpkı eskimiş  koca bir şehir gibiyim anlatacak ne çok şey var. Şimdilerde üzülüyorum ellerimden ne geliyorsa babam bana ne öğrettiyse onları işliyorum ben oğullarıma lakin yetmiyor. Boş bir şehir yok artık yeşili mavisi bir arada sonra sokakları yok çocuk cıvıltılarından geçilmeyen sokaklar yok arkadaş... O sokaklar ki salatalık domates kokusundan geçilmeyen can eriği tuzlaya tuzlaya yiyebilecekleri bir kapı önler yok benim çocuklarımın. Çok şey değil istediğim yalnızca onlarında gönülleri ve tüm ruhunun inceleri dolsun taşsın bir gelenek gibi babadan oğula kıza geçsin ve dopdolu bir çocukluk yaşasınlar. biz ateş yakamadık çünkü gürültülü patırtılı bir şehrin yine gürültülü patırtılı bir semtinde bir yandan asker yol edenler bir yandan şampiyonluk kutlayanların silah sesleri ve deli gibi acı firen sesleri arasında hangi anne yada baba sokağında hıdırellezi kutlayabilir. Bilmiyorum bildiğim bir gerçek her geçen gün daha küçük ve gelişmesi en geç sürecek taş ile toprak ile haşır neşir olacağımız bir yerde yaşamayı daha fazla arzu ediyorum. Biliyorum ki daha az canı sıkılan ve daha mutlu çocuklarım olacak en azından biz böyle düşünüyoruz. Hıdırelleze gelince açıklaması söyledir ki hıdırellez nedir? biz yaktığımız ateşin ve gül ağacının dallarına astığımız dileklerimiz
i ardından ki gün mutlaka ama mutlaka pikniğe giderdik hiç unutmam çokta eğlenirdik şimdiki çocukların hiç bilmediği ve hiç öğrenemeyecekleri ancak okullarında proje yada performans ödevi olarak görecekleri oyunları oynardık. sabahtan akşama dek ve bir dolu eksiğine rağmen biz hiç sıkılmazdık hıdırellez bizim için özeldi. Çünkü hep bir aradaydık şimdi ve bundan sonra sebebi ne olur ise olsun hep dilekleriniz kabul mutlu yetişkinler olarak yaşlanın mutlu çocuklar olarak büyüyün. Sevgiyle
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Hiç yorum yok:

Bu blogtaki yazılar, izinsiz kullanılamaz... Blogger tarafından desteklenmektedir.