21 Şubat 2011

reklamları izlemek gibi ama gerçek!


Bu sabah çok işim var çok fazla yorulacağım biliyorum ama yapmam gerekenleri ertelemekten nefret ediyorum.
Sabah Efe'yi teyzesinden aldım ve söz verdiğim gibi babaannesine kahvaltıya gittik bu sabah her şey zor ya Efe'de daha fazla zorlaştırmak için uğraşıyor... 
Kahvaltı bir eziyet haline dönmeye başlayınca pes ettim nasıl olsa birazda acıkacak ve derin bir nefes alıp attım kendimi sokağa bir iki dolmuş yok olmuyor sanırım bunların isminden olsa gerek boş geleni yok e adı üstünde şekerim dolmuş nihayet dolmuş boşalmış demedim bindim birine tabi koca bir karın ile binince dikkat çekmemek mümkün değil önümdeki hanım yer verdi ben oturmadım.

3 bilemedin 5 dakika sonra inecektim otur, kalk benim için daha büyük bir eziyetti sonra ücretimi vermeye yeltendim ki şoför amcada bir başkasının ücretini uzattı geriye bir elimle tutunuyor diğeri ile paramı tutuyorken o ücreti alamadım hanım yaklaştı bir hışımla aldı ve söylene söylene yerine oturdu. 
Efendim versem ne olurmuş elime mi yapışacakmış v.s neden insanlar bu kadar anlayışsız anlamıyorum ama gerçekten benden beklenmeyen bir tavırla gülümsedim ve yoluma devam ettim.
Zaten zor geçecek bir günü dahada zorlaştırmayayım dimi ama sonra nihayet alışveriş merkezindeyim ismi lazım olmayan bir dolu mağaza geziyorum ama ben bir türlü beğenmiyorum sanırım benim için en zor iş başka birine bilhassa onun bebeğine bir hediye almak yada bugün ben havamda değilim en nihayetinde hiç bir şey almadan çıktım yola koyuldum önce metroda yaşlı bir teyzenin ayakta olup bir sürü gencin gayet normal bir şeymiş gibi davranmaları sonra tekrar bir dolmuşta on beş on altı yaşlarında iki beyimizin bendenize yer veren yine onların yaşındaki çok nazik bir kızımızın ardından kikirdemesi bütün sinir köklerimi çekerek germesine rağmen bebişlerin yanına olumlu varabilmek adına bir buket rengarenk çiçekle sardım kollarımı oh dünya varmış.
Çok seviyorum manasız bile olsa birine çiçek vermeyi deneyin mutlu olacaksınız.. 
Bu işkencelerle dolu yolculuğum sırasında gördüm ki biz gerçekten ulus olarak gün geçmiyor ki değerlerimizi yitiriyoruz bir yerlerde hala nazik güler yüzlü hayatı bir maraton gibi yaşamayan insanlar var olduğunu da biliyorum ama oralarda bir gün yaşayabilme şansımız olur mu onu bilmiyorum... 
Anneler illede size sesleniyorum.. Erkek yada kız çocuğu hiç farkı yok en büyük örnek çocuklarımıza bizleriz elbette bizlerde genetiği mükemmel yaratılmış olsak bile hatalar yapıyoruz ama nazik ve merhametli bir çocuk yetiştirmek bu kadar güç olmasa gerek bir gün mutlak bizlerinde bunu yaşayabileceğimizi düşünerek hareket edersek her şey çok daha farklı olmaz mı üzülüyorum bu kadar duyarsız bu kadar merhametsiz olmak için kendimizi zorlamamıza üzülüyorum.... 
Üzüldüm süzüldüm ama nihayet Ayşe Selini görebildim çokta mutlu oldum çok şirine çok hele saçlar beni hayran etti çok uslu çok gürbüz maşallah iyi ki doğdun Ayşe Selin yedik içtik diyeti bozduk artık ne olur sonumuz bilmem ama bir kere daha bir yeni dünya görmek çok güzeldi... 
Ömürlü ve bahtı açık olsun tüm yeni doğan bebeklerin Ayşe Selin nezdinde..
19.02.2011
c.tesi
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Blogger tarafından desteklenmektedir.