VUSLAT ZAMANIM
"Olmak yada olmamak işte bütün mesele bu"
Her ne kadar bu cümleler ile ifade etmeye çalışsam da biraz zorlanıyorum.
Bir yere ait olmak bir kabileye belki bir ırka ait olmak böyle bir duygu demek ki? Uzun yıllar ak olduğunu düşündüğün yaşadığın ülke, şehir, mahalle, köy her biri aynı yere çıkıyor en nihayetinde ait olduğunu hissettiğin yere bir yılı aşkındır Antalya da ikamet ediyoruz. Daha önceden yazdığım yazılardan bilenler bilir. Biz emekliliği beklemeden hayalini kurduğumuz o sahil kasabasına kaçtık tam teşekküllü yapmış sayılmasakta artık çok metropol bir şehrin kaosunda yaşamıyoruz. Artılar ,eksiler teraziye geçiyor işte bazen bu durumda her biçimde çok iyi bir karar verdiğimizi bize onaylıyor. Şehrin sakinliği mevsimi doğası da çabası, lakin zaman zaman ve bu zamanlar genelde bu şehrin gecelerinde ortaya çıkıyor. Bir ait olamama bir tedirginlik içinde yürüyorum yollarında oysa koskoca İstanbul da en savunmasız yaşlarımda bile hiç böyle şehre uzak ve dışında hissetmemiştim. Her semti her mahallesinde gönül rahatlığı ile saat kaç olursa olsun yürüyebilirdim. Bu ifademden elbette su çıkarım olmasın bir şehirde yürüyemiyormusun hayır işin başka boyutu bu şehirde yürüyorsun ama hiç bu şehre ait değilmişsin gibi bir hissiyatı var. Bu hangi şehre gitsem aynı olacak diye düşünüyorum. Bu beni bu ara çokça rahatsız ettiği için içimi dökmek istedim. Lakin böyle özellikle bazı zamanlarda bayram, ramazan ve özel günlerimiz de yalnızlık sanırım bizi bu duyguya daha fazla düşerken yakalıyor. Ve bu zamanlarda başka ülkelerde yaşayan bir çok insanın neden bir kimlik problemi yaşadıklarını daha iyi anlıyorum. Yani ne kendi özünüzde kalabiliyorsunuz nede gittiğiniz yeri içselleştirebiliyorsunuz. İşte tamda böyle zamanlarda sanırım benim İstanbul vaktim vuslat zamanım gelmiş diye düşünüyorum.
Kakule
Hiç yorum yok: